Bu araştırma, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerde tam öğrenme modelinin okuma ve yazma becerileri üzerindeki etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Tam öğrenme modeli, bireysel farklılıkları göz önünde bulundurarak her öğrencinin öğrenebileceği varsayımı üzerine kurulu sistematik bir öğretim yaklaşımıdır. Bu bağlamda, öğrenme güçlüğü tanısı almış 12 öğrenciyle yürütülen 8 haftalık uygulamada, tam öğrenme modeline dayalı okuma yazma müdahalesinin akademik gelişime etkisi değerlendirilmiştir. Araştırma, ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desenle yürütülmüş ve elde edilen veriler istatistiksel analizlerle yorumlanmıştır. Bulgular, tam öğrenme modelinin okuma doğruluğu, akıcılığı ve yazılı anlatım becerilerinde anlamlı gelişmeler sağladığını ortaya koymaktadır. Sonuçlar, bu modelin özel eğitim uygulamalarında etkin bir araç olabileceğini desteklemektedir.
1. Giriş
Okuma ve yazma becerileri, bireyin eğitim hayatında ilerleyebilmesi ve toplumsal yaşama katılım sağlayabilmesi açısından temel akademik yeterliklerdendir. Ancak özel gereksinimli bireyler, bu becerileri edinmede genellikle sınırlılıklar yaşamaktadır. Özellikle öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği, zihinsel yetersizlik gibi durumlar okuma ve yazma süreçlerinde kalıcı zorluklara yol açabilmektedir (Gürsel, 2019). Bu durum, özel eğitim alanında etkili ve bireyselleştirilmiş öğretim modellerine olan ihtiyacı gündeme getirmektedir.
Bu bağlamda tam öğrenme modeli, her öğrencinin öğrenme sürecinde başarıya ulaşabileceğini savunan sistematik ve yapılandırılmış bir öğretim yaklaşımıdır (Bloom, 1976). Model, öğrenme süresini değişken, öğrenme hedefini sabit kabul ederek öğretimi tüm öğrencilerin hedefe ulaşabileceği şekilde planlamayı hedefler. Öğrenmeye yönelik fırsat eşitliği sağlayan bu modelin özel eğitim uygulamalarıyla entegrasyonu, öğrencilerin akademik performanslarında anlamlı iyileşmeler sağlayabilir (Demirel, 2020).
2. Kuramsal Çerçeve: Tam Öğrenme Modeli
2.1. Temel İlkeleri
Tam öğrenme modeline göre:
Her öğrenci uygun ortam ve yeterli süre sağlandığında öğrenebilir, Öğretimin kalitesi başarıyı belirler, Öğrenciler arasındaki farklılıklar öğrenme süresinde, öğrenme yollarında ve destek ihtiyacında ortaya çıkar, Düzeltici öğretim ve geri bildirim kritik role sahiptir (Bloom, 1976; Block, 1980).Modelin uygulama basamakları şöyledir:
Ön test – hazırbulunuşluk belirleme Ünite temelli öğretim Ara değerlendirmeler Düzeltici öğretim (Remedial teaching) Tekrar – Pekiştirme Son değerlendirme (başarı testi)2.2. Özel Eğitimde Uygulama Olanakları
Öğrenme güçlüğü tanısı almış bireylerde öğrenme hızı, dikkat süresi, hatalardan öğrenme becerisi farklılık gösterebilir. Tam öğrenme modeli, öğrencilerin öğrenmeye yönelik bilişsel ve duyuşsal hazırbulunuşluklarını dikkate alarak, bireyselleştirilmiş öğretime zemin hazırlar. Bu yaklaşım, özellikle aşağıdaki nedenlerle özel eğitimde önemli avantajlar sunar:
Öğrenciye uygun zaman tanır, Hataların telafisine olanak sağlar, Sürekli dönütlerle motivasyonu artırır, Başarıyı tüm öğrenciler için erişilebilir kılar (Yılmaz, 2018).
3. Yöntem
3.1. Araştırma Modeli
Bu çalışma, yarı deneysel desen olan “ön test – son test kontrol gruplu model” ile yürütülmüştür.
3.2. Katılımcılar
Katılımcılar, İstanbul'daki bir özel eğitim uygulama okulunda öğrenim gören, 7–10 yaş aralığında, öğrenme güçlüğü tanısı almış 12 öğrenciden oluşmaktadır. Katılımcılar rastgele olarak 6 kişilik deney ve 6 kişilik kontrol gruplarına ayrılmıştır. Tüm öğrencilerin IQ seviyeleri 70–85 arasında olup eğitim alabilir düzeydedir.
3.3. Uygulama Süreci
Deney grubuna 8 hafta boyunca tam öğrenme modeline göre okuma-yazma eğitimi verilmiştir. Kontrol grubuna ise geleneksel yöntemlerle eğitim devam ettirilmiştir.
Öğretim Süreci
Açıklama
Ön test
Okuma ve yazma becerileri ölçüldü
Ünite hedefleri
Harf bilgisi, heceleme, kelime tanıma, cümle oluşturma
Geri bildirim
Her değerlendirmeden sonra birebir dönüt verildi
Düzeltici öğretim
Eksik kalan hedefler için ek zaman ve tekrar
Son test
Öğrenme çıktıları yeniden değerlendirildi
3.4. Veri Toplama Araçları
Okuma Akıcılığı Testi (Dakika başına doğru kelime sayısı – DBK) Yazılı Anlatım Puanlama Formu (Cümle yapısı, anlam, noktalama, yazım) Öğretmen Gözlem Formu (Katılım, dikkat süresi, görev tamamlama)3.5. Veri Analizi
Elde edilen veriler SPSS 25 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Normal dağılıma uygunluk Shapiro-Wilk testiyle incelenmiş, non-parametrik testler olan Wilcoxon (grup içi değişim) ve Mann-Whitney U (gruplar arası fark) kullanılmıştır.
4. Bulgular
4.1. Okuma Akıcılığı
Deney grubunun DBK ortalaması ön testte 32 iken son testte 56’ya yükselmiştir (%75 artış). Kontrol grubunda bu oran %18’de kalmıştır. Mann-Whitney U testi sonuçları gruplar arası farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğunu göstermektedir (U = 7.5, p < .05).
4.2. Yazılı Anlatım
Deney grubunda yazılı anlatımda cümle uzunluğu, anlam bütünlüğü ve yazım kurallarına uygunluk oranları belirgin şekilde artmıştır. Wilcoxon testi sonucu: Z = -2.201, p < .05.
4.3. Gözlem Sonuçları
Öğrenci katılımı, görev tamamlama ve dikkat süresi deney grubunda anlamlı düzeyde artmıştır. Öğretmen gözlem formuna göre öğrenciler, derslere daha fazla katılım göstermiştir (Ort. katılım puanı: ön test 2.3 → son test 4.1/5).
5. Tartışma
Bu çalışmanın bulguları, tam öğrenme modelinin özel gereksinimli bireylerin okuma ve yazma becerileri üzerinde anlamlı etkiler yarattığını göstermektedir. Modelin bireyselleştirmeye dayalı yapısı, öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerin başarı düzeylerini artırmakta etkili olmuştur.
Okuma akıcılığı, yazılı anlatımda yapısal gelişmeler ve derse aktif katılım gibi çok yönlü kazanımlar, modelin bütüncül bir öğretim anlayışı sunduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar, Karakaş ve Akyol (2022) ile benzer şekilde modelin düşük başarı gösteren gruplarda etkili olduğunu desteklemektedir.
6. Sonuç ve Öneriler
Bu araştırma, özel eğitimde tam öğrenme modelinin okuma ve yazma öğretiminde etkili bir yaklaşım olduğunu ortaya koymaktadır. Model, bireysel farklılıklara uygun destekleyici yapı ve sistematik öğretim döngüsüyle özel gereksinimli bireylerin öğrenme süreçlerine olumlu katkılar sunmaktadır.
Öneriler:
Özel eğitim öğretmenlerine tam öğrenme modeli konusunda hizmet içi eğitim verilmelidir. Model farklı yetersizlik gruplarında (zihinsel yetersizlik, otizm vb.) da denenmelidir. Geniş örneklemli ve uzun süreli takip çalışmaları yapılmalıdır. Modelin dijital ortamlarla entegrasyonu araştırılmalıdır.