Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen “Her Mahallesiyle İstanbul Programı”na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına İstanbulluları, yol ve kader arkadaşlarını, teşkilat mensuplarını selamlayarak başladı.

"Her Mahallesiyle İstanbul" programının, burada yapacakları istişarelerin, ülkesine, milletine ve İstanbul'a hayırlı olmasını Allah'tan niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün bir taraftan kardeşliğimizi güçlendirirken diğer taraftan da İstanbul aşkımızı, İstanbul tutkumuzu ortaya koyuyoruz. Arkadaşlarımızla bir araya geldiğim her toplantıda şu gerçeğe sık sık dikkat çekiyorum: AK Parti olarak milletin emrinde ve hizmetinde olan bir siyasi hareketiz. Biz, sadece hizmet ve eser siyaseti yapan iktidara geldiği günden beri yalnızca eser üreten, icraat üreten, proje üreten bir partiyiz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletine olan şükran ve vefa borcunu gece gündüz demeden, aşkla koşarak ödeyen bir ekip olduklarını vurgulayarak, "Evet biz buyuz. Biz, bir gönül hareketiyiz. Biz, kalbi millet ve memleket sevdasıyla çarpan adanmış kadrolarız. Sadece 16 milyon İstanbullunun değil, 86 milyon vatandaşımızın bununla birlikte gözünü ve yönünü ülkemize çevirmiş 100 milyonlarca mazlumun, mağdurun da umuduyuz, güvencesiyiz. Aydınlık yarınlarının teminatıyız" ifadelerine yer verdi.

Eskilerin "Evvel refik, bade'l tarik" dediği, "Önce yol arkadaşı, sonra yol" sözünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de aziz milletin yol arkadaşları olduğunu dile getirdi.

"Bizim yoldaşımız, elitler tuzu kurular, sırça köşklerde oturanlar değildir. Bizim yol arkadaşımız kodamanlar, seçkinler, Boğaz'a nazır yalılarda oturup mehtaba karşı kadeh tokuşturanlar değildir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Bizim yoldaşlarımız Allah'tan ve devletten başka kimsesi olmayanlardır. Biz, kimsesizlerin kimsesi olmak için yola çıkmış bir hareketiz. Biz, bu yola ikbal için revan olmadık. Koltuk için, makam için, mansıp için bu yola çıkmadık. Garibin elinden tutmak, yetimin başını okşamak, yoksulun, fakirin derdine derman olmak için siyasete atıldık. Kapısı çalınmadığı için gözyaşlarını içine akıtanlara yoldaşlık etmek için bu mücadeleyi başlattık."

“Millete hizmet yolunda durmadık”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un Kasımpaşa semtinin Kaptanpaşa Mahallesi'nde başlayan hikâyesinin bugünlere geldiğini, bu davanın mahalle mahalle, kapı kapı gönüllere girerek bugünlere ulaştığını kaydetti.

Nice badireler atlattıklarının, saldırıları püskürttüklerinin, ihaneti göğüslediklerinin, oyunu bozduklarının, kirli ve kanlı senaryoyu yırtıp attıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Millete hizmet yolunda durmadık. Duraksamadık, rehavete, yılgınlığa, karamsarlığa, ümitsizliğe hiçbir zaman kapılmadık. Başkaları gibi sadece laf değil şiddet değil, tahrik, tehdit değil, iş ürettik, hizmet ürettik, eser ürettik. Kardeşlerim buradan bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum: Bizim için esas olan milletin rızasıdır. Bizim için esas olan milletin hayır duasıdır. Hırsı, enaniyeti, senlik-benlik kavgasını yanımıza yaklaştırmayacağız. 23 yıldır yanımızda dağ gibi duran aziz milletimize karşı hürmetsizlik asla etmeyeceğiz. Samimiyet, hasbilik, tevazu bizim rehberimiz olacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gençler; planlarımız, projelerimiz ve rakiplerimize çırak çıkaran vizyonumuzda farkımızı ortaya koyacağız. Tekrar söylüyorum, AK Parti bölen, ayrıştıran, kutuplaştıran, nifak tohumları saçan değil, birleştiren, kucaklaştıran, kardeşliği ve kardeşlik hukukunu yücelten bir partidir. Biz, siyaseti kendimiz için kendi geleceğimiz için değil, millet için milletin müreffeh istikbali için yapıyoruz. Hayatımızın hiçbir safhasında siyaseti bir imaj çalışması, bir halkla ilişkiler faaliyeti olarak görmedik. PR faaliyetleriyle reyting kapmanın değil, sahici, samimi çalışmalarla, gönüller kazanmanın peşinde koştuk. Sinesinden çıktığımız milletimize asla ve asla sırtımızı dönmedik. Bugün de yarın da aynı şekilde yola devam edeceğiz."

“Siyaset milletle birlikte, millet için yapılır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkaları gibi laf değil, iş, hizmet, başarı ve netice üreteceklerini anlattı.

Nifak siyasetinin kitaplarında yeri olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerilim, kutuplaştırma, nefret dilinin bizim siyasi lügatimizde asla ve asla yeri yoktur. Şiddeti övmek, şiddeti kutsamak, sokakları yakıp yıkmak bizim makul ve meşru görebileceğimiz bir siyaset tarzı kesinlikle değildir. Hele hele sokak ağzıyla konuşarak siyaset yapmayı sağa, sola, hakaret etmeyi, uzatılan her mikrofon karşısında birilerini tehdit etmeyi reddediyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların ancak müflislerin, müfsitlerin ve müzminlerin siyaset tarzı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Bunlar milletten umudunu kestikleri için Batı'dan, yabancı medya kuruluşlarından medet uman acizlerin siyaset anlayışı olabilir. Bunlar ancak demokrasiyi hazmedemeyen vesayet heveslerinin siyaset yapma usulü olabilir. Biz, böyle bir dile, böyle bir seviyesizliğe kendimizi hapsetmeyeceğiz. Siyasetin centilmence bir rekabet denkleminden çıkartılarak kavga ve husumet cenderesine alınmasına eyvallah etmeyeceğiz. Daha önce defalarca dile getirdim. Siyaset millete hizmet için yapılır. Siyaset sorunlara çözüm bulmak için yapılır. Siyaset, demokrasiyi güçlendirmek, kardeşliği pekleştirmek için yapılır. Siyaset er meydanında yapılır. Siyaset milletle birlikte, millet için yapılır. Halka rağmen siyaset olmaz. Milleti dinlemez, halkın sorunlarına çözüm üretmezseniz halkçı değil ya rantçı olursunuz ya da bantçı olursunuz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "rantçıların da bantçıların da" ne hâllere düştüklerini, özellikle İstanbul'u ne hâllere düşürdüklerini herkesin bildiğini söyledi.

“86 milyonun sorumluluğunu taşıyoruz”

Yolsuzlukları gözden kaçırmak için sokaklarda sahnelenen vandallıkları, meydanlarda estirilen terörü, basına, siyasete ve sanat dünyasına yönelik yapılan faşist dayatmaları hep beraber takip ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faşizm öyle bir raddeye vardı ki kendileri dışında kimseye tahammülleri yok. Kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi davranmayan herkesi muhalefet partisi mensubu dahi olsa zorbalıkla sindirmeye çalışıyorlar. Hırsızlara, yolsuzlara sahip çıkmadı diye önlerine geleni linç ediyorlar. En ufak bir eleştiriye, en ufak bir itiraza, en basit bir çatlak sese nasıl bir tahammülsüzlükle saldırdıklarını inanıyorum ki milletimiz gibi, 16 milyon İstanbullu gibi sizler de görüyorsunuz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Kardeşlerimi şuraya özellikle dikkat etmeye davet ediyorum. Bakın neredeyse her gün suç örgütünün yeni bir yolsuzluğu, hırsızlığı, katakulliye getirilmiş bir sahtekârlığı ortaya çıkıyor. İstanbul'un kaynaklarının nasıl yağmalandığı ortaya dökülüyor. İstanbul'dan Türkiye'ye ve yurt dışına uzanan ahtapotun kolları bir bir deşifre oluyor. Örgütün kimleri maaşa, kimleri haraca, kimleri de rüşvete bağladığı bizzat kendi arkadaşları tarafından itiraf ediliyor. Eski suç ortakları bavullarla taşınan paralardan, İstanbul'da kurulan mafya düzeninden bahsediyor. Ama bakıyorsunuz ne gam ne tasa ne de bir mahcubiyet söz konusu."

Milletten, özellikle de iradesine ihanet ettikleri İstanbul halkından özür dilemeleri, nedamet getirmeleri, af dilemeleri gerekirken her gün savcıları, hâkimleri, görevini yapan emniyet ve medya mensuplarını pişkince tehdit ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Daha düne kadar yere göğe sığdıramadıkları arkadaşlarını pişman oldu, suçunu itiraf etti diye hain, yolsuz ve müfteri ilan ediyorlar. Bilhassa CHP Genel Başkanı Sayın Özel'in Türkiye'nin ana muhalefet partisi lideri gibi davranmak yerine suç örgütünün posta güvercini gibi hareket etmesi üzüntü verici olduğu kadar düşündürücüdür. Siyasi rakibimiz bile olsa CHP'nin bir avuç menfaatperestin çıkarlarını savunma adına böyle bir duruma düşürülmesini biz doğru bulmuyoruz. Hem kendilerini hem partilerini hem de Türk siyasetini aşağı çekenlere şu hususu hatırlatmayı görev addediyorum. Yolsuzluk lekesini bağırmakla çıkaramazsınız. Hırsızlık ayıbını sağa sola saldırarak temizleyemezsiniz. Haram parayla ikbal peşinde koşmanın utancını tehditle örtemezsiniz. Yargıya hesap vermekten kaçamazsınız. Beytülmale uzatılan o mülevves elleri kırmak, millet adına karar veren Türk yargısının boynunun borcudur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa'nın verdiği görev, yetki ve sorumluluklar çerçevesinde üzerlerine düşenleri mutlaka yapacaklarını vurgulayarak, "Hukukun üstünlüğü ilkesinin hiçbir baskıya maruz kalmadan gereklerinin yerine getirilmesi için yükümlülüklerimizi yerine getireceğiz. Çünkü biz iktidar partisiyiz. Biz 16 milyon İstanbulluyla 86 milyonun sorumluluğunu taşıyoruz. Milletimiz bizi bulunduğumuz görevlere haramiliğe göz yumalım diye getirmedi. Tam tersine hakkını, hukukunu, çıkarını, onurunu çiğnetmeyelim, can ve mal emniyetini sağlayalım diye bize emaneti tebliğ etti" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıllık iktidarları döneminde milletin itimadını boşa çıkarmadıklarını, gerektiğinde kendilerinin bedel ödediğini, çile çektiklerini, fedakârlıkta bulunduklarını ancak millete asla bedel ödetmediklerini söyledi.

Bundan sonra da aynı hassasiyetle, aynı şuurla, aynı adanmışlıkla, aynı azim, kararlılık ve cesaretle bütün bu süreçleri yöneteceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne muhalefetin körüklediği nefretin, öfkenin, fitnenin diline teslim olacağız, ne de İstanbul'umuzu sahipsiz, çaresiz, boynu bükük bırakacağız" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un 39 ilçesi, 961 mahallesi, her sokağı ve sakininin kendilerine emanet olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "İstanbul'un her mahallesinde bir hatıramız var, bir kardeşimiz var, bir eserimiz var. İstanbul'un her mahallesinde, her evinde, her gönülde AK Parti'nin bir izi, aldığı bir duası var. Her mahallede bir meşale yakacaksınız, inşallah o meşalelerle Türkiye'yi aydınlatacaksınız. Şunu asla aklınızdan çıkarmamanızı rica ediyorum. Mahalle başkanlarımız bu teşkilatın özüdür, nüvesidir, temel taşıdır, yıkılmaz kalesidir. Bu hareketi mahalle teşkilatları ayakta tutmuştur. İstanbul'da hiç bitmeyen gönül seferberliğimizin de öncüsü sizler olacaksınız. İstanbul'un hikâyesi, unutmayın bizim hikâyemizdir. Bunu birlikte yazdık, birlikte yazmaya devam edeceğiz. Abdullah Özdemir kardeşimizin başkanlığında bentleri yıkacağımıza, milletle kucaklaşmamızı artırarak sürdüreceğimize inanıyorum. Kimseyi araştırmayacak, kimseyi ötekileştirmeyecek, herkesi kazanmaya, her kesimi kucaklamaya, tüm İstanbullulara ulaşmaya gayret edeceğiz. Ben İstanbul teşkilatına güveniyorum. Mevla yar ve yardımcımız olsun diyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın hayırlara vesile olmasını temenni etti.