Dijital göçebelik, günümüzde birçok insanın tercih ettiği bir yaşam tarzı haline geldi. Kovid-19 pandemisi sonrasında ortaya çıkan belirsizlikler, genç kuşakların geleneksel yaşam tarzlarından uzaklaşmasına neden oldu. Y ve Z kuşakları, ekonomik baskılar nedeniyle daha esnek ve uyarlanabilir yaşam tarzlarına yöneliyor.
Uzaktan çalışmanın bir gereklilik haline geldiği bu dönemde, dijital göçebeler işlerini ve yaşamlarını farklı ülkelerde sürdürebiliyor. Bu yaşam tarzına adapte olan bireyler için 50’den fazla ülke dijital göçebelere özel vizeler sunuyor.
Dijital göçebeler yalnızca serbest çalışanlardan ibaret değil. Maaşlı çalışanlar, işletme sahipleri ve deneysel göçebeler gibi farklı profiller de mevcut. Grafik tasarım, yazılım geliştirme, metin yazarlığı gibi sektörlerde çalışan dijital göçebeler, dünyanın dört bir yanında işlerini sürdürebiliyor.
Amerikalı Ariana Nicole, dijital göçebe hayatını İspanya ve Meksika’dan başlattı. Bavulu, onun en yakın yol arkadaşı oldu. Hibrit danışmanlıktan freelance grafik tasarıma geçiş yaparak, 15’e yakın ülkeyi ziyaret etti.
Rusya’dan gelen Papel Popov, Türkiye ve Tayland gibi ülkelerde dijital göçebe olarak çalışarak özgürlüğün tadını çıkarıyor. İnternet hızı, onun için ülkeleri seçerken önemli bir kriter.
Amerikalı Jess Parvin ise grafik tasarım ve içerik üretimi ile seyahat etme özgürlüğünü birleştirdi. Avrupa ve Asya’nın farklı noktalarını keşfederken, freelance çalışmanın sunduğu esneklikten faydalandı.
Meksikalı Sergio Sala gibi dijital göçebeler, yalnızlık ve dil engeli gibi zorluklarla karşılaşabiliyor. Sala, dijital göçebe toplulukları sayesinde bu zorlukların üstesinden gelmeye çalışıyor ve istikrarlı bir çevrimiçi gelir elde etmenin önemini vurguluyor. Meksika ve Tayland, onun favori destinasyonları arasında yer alıyor.
GÜNDEM
07 Aralık 2024GÜNDEM
07 Aralık 2024GÜNDEM
07 Aralık 2024YAŞAM
07 Aralık 2024YAŞAM
07 Aralık 2024YAŞAM
07 Aralık 2024YAŞAM
07 Aralık 2024