Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, gıda sanayisinin ülkenin kalkınma yolculuğunda başat sektörler arasında yer almasını sağladıklarını belirterek, “İşte bu anlayışla 2002’den bugüne kadar gıda ürünleri imalatına yönelik 8 bin 589 yatırıma teşvik belgesi düzenledik. 708 milyar lira yatırımın ve 252 bin nitelikli istihdamın önünü açtık.” dedi.
Bakan Kacır, 10. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nin açılışında, insanlık tarihi boyunca sürdürülebilir gıdaya erişimin, medeniyetlerin inşasında, ilerleyip büyümesinde etkin rol oynadığı gibi, kimi zaman ise sürdürülemeyen üretim yöntemlerinin uygarlıkların çöküşüne sebep olduğunu aktardı.
Bu durumun “kaynakların sınırsız olmadığı” gerçeğini ders niteliğinde bir öğreti olarak bırakıldığını vurgulayan Kacır, “Gıda arzı ve güvenliği konusunun, geçmişte olduğu gibi bugün de ülkelerin gündeminde önemli bir yer tuttuğuna şahit oluyoruz.” diye konuştu.
Kacır, iklim krizleri, salgınlar, küresel göç ve bölgesel savaşların gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun tüm ülkeler için tarım ve gıdayı ikamesi mümkün olmayan sektörler haline getirdiğini belirterek, “Biz de tarım ve gıda sanayi politikalarımızı bu anlayışla şekillendiriyor, sektörün ihtiyaç duyduğu güncellemelere sahip, planlı uygulamaları yürürlüğe alıyoruz. Attığımız bu uzun soluklu adımlarla tarım ve sanayi sektörlerimiz arasında bağları güçlendiriyoruz. Çiftçilerimiz, müteşebbislerimiz ve emekçilerimiz için ülkemizin yüksek tarım potansiyelinin ekonomik değere dönüşmesini temin ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Sağlanan çok yönlü desteklerle gıda güvenliği hususunda önemli rol üstlenen gıda sanayisinin ülkenin kalkınma yolculuğunda başat sektörler arasında yer almasını sağladıklarını söyleyen Kacır, şunları kaydetti:
“İşte bu anlayışla 2002’den bugüne kadar gıda ürünleri imalatına yönelik 8 bin 589 yatırıma teşvik belgesi düzenledik. 708 milyar lira yatırımın ve 252 bin nitelikli istihdamın önünü açtık. Gıda sanayimizin üretimini çevreci, sürdürülebilir ve altyapısı tamamlanmış yatırım sahalarında gerçekleştirmesi için attığımız adımların neticesinde, 11’i ‘gıda ihtisas organize sanayi bölgesi’ olmak üzere toplam 203 organize sanayi bölgemizde (OSB) müteşebbislerimiz gıda ürünleri imalatını sürdürüyor. OSB’lerimizde faaliyet gösteren bu işletmeler 187 bin kişiye istihdam sağlıyor. Gelinen noktada, gıda sanayimizin yalnızca iç talebi karşılamakla kalmadığını aynı zamanda son yıllarda ihracatta kaydedilen gurur tablosunda da büyük pay sahibi olduğunu memnuniyetle ifade etmek isterim. Geçtiğimiz yıl 18,9 milyar dolar ihracata ulaşan sektörümüzün, önümüzdeki dönemde de yeni başarı hikayeleri yazacağına inancım tam.”
“Tarım ve gıda sektörlerimizin, üreticilerimizin önünü açıyoruz”
Kacır, “Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda, gıda sektöründe AR-GE odaklı üretimi önceliklendirerek sektörümüzün yenilikçi ve rekabetçi üretim altyapısını adım adım daha ileriye taşımak öncelikli hedeflerimiz.” dedi.
Gıda sektörünün teknoloji ve inovasyon odaklı dönüşümüne öncülük eden 61 AR-GE merkezine ve teknoparklar bünyesinde bulunan 174 teknoloji girişimine destek sunduklarını aktaran Kacır, “Türkiye’nin tarım ve gıda sektöründe ihtisaslaşmış ilk teknoparkı Mersin Agropark’ı kurduk. Gıda ve tarım teknolojilerinde ülkemizden daha fazla sayıda teknoloji girişiminin filizlenmesini arzu ediyoruz.” şeklinde konuştu.
Kacır, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) destekli en büyük gıda AR-GE ve inovasyon projesi, Gıda Sanayisinin Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Artırılabilmesi için Araştırma ve Yenilik Tesislerinin Kurulması (INNOFOOD) ile gıda ve içecek sektöründe yer alan tüm paydaşları kapsayacak, iletişim ağı ve kümelenme platformu Türkiye Gıda İnovasyon Platformu’nu (TÜGİP) kurduklarını anlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“Gıda İnovasyon Merkezimizi, gıda ve içecek sektörünün çözüm ortağı olarak Gebze’de TÜBİTAK MAM yerleşkesi bünyesinde faaliyete geçirdik. Gıda sanayisinde öncü ve proje paydaşı olan Gaziantep’te pilot ölçekli fıstık üretim tesisini, Şanlıurfa ve Giresun’da ise gıda test ve analiz laboratuvarlarını bu proje kapsamında devreye aldık. Kalkınma Ajanslarımız eliyle gıda sektörüne yönelik yürütülen 773 projeye 2,6 milyar lira destek sağlayarak gıda tedarikimizin sürdürülebilirliğini güçlendirdik. Coğrafyamızın önemli değerlerini gün yüzüne çıkaran ‘Anadoludakiler’ projemizle de derinlerde saklı hazinemizi hem ülkemiz hem dünyayla buluşturuyoruz. Topraklarımızın bereketini, mutfak kültürümüzün birikimini, çeşitliliğini ve zenginliğini hak ettiği değere ulaştırıyoruz. Sosyal fayda, süreklilik ve sürdürülebilirliği esas aldığımız projelerle tarım ve gıda sektörlerimizin, üreticilerimizin önünü açıyoruz.”
“1658 tescilli coğrafi işaretli ürünle büyük bir hazineye sahibiz”
Kacır, yakın dönemde detaylarının paylaşılacağı “Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı” ile de gelecek nesillerin yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya erişimini sağlayacak, yerel tarım ürünlerini değer zincirinde katma değeri yüksek gıda sanayi yatırımlarına dönüştürecek ve refaha katkı sunacak projeleri destekleyeceklerini bildirdi.
Yerel değerler ve yöresel ürünlerin, üretildikleri bölge ve şehirlerle özdeşleşerek o yerin simgesi haline gelmesini hedeflediklerini belirten Kacır, “1658 tescilli coğrafi işaretli ürünle büyük bir hazineye sahibiz. Önümüzdeki dönemdeki önceliklerimizden biri de özellikle Avrupa Birliği nezdinde de tescillenen coğrafi işaretli ürünlerimizin, ülkemiz üreticileri ve sanayicileri için daha yüksek katma değer oluşturmasını sağlamaktır. Bunun için kalite zincirini uçtan uca takip edeceğimiz bir mekanizmayı birlikte kurmalıyız. Diğer yandan gıdada israfın önüne geçmeyi, ülkemizin küresel gıda değer zincirindeki rolünü perçinleyecek ve öz yeterliliğimizi güçlendirecek adımlar atmak kadar hayati ve önemli görüyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Kacır, bugün insan tüketimi için üretilen gıdanın beşte birinin israf edilirken, diğer yandan dünyada her 9 kişiden birinin halen açlıkla mücadele ettiğini söyleyerek, şöyle devam etti:
“Yapılan araştırmalar gıda kaybı ve israfının toplam maliyetinin küresel ekonomi için 1 trilyon dolara ulaştığını ortaya koyuyor. Bu adaletsiz tabloyu değiştirmek adına seferberlik ruhuyla hareket ederek ‘Gıdada Sıfır Kayıp’ hedefimiz doğrultusunda gerek ülkemiz sınırları içinde gerekse de uluslararası arenada inisiyatif almaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde, ülkemizin su ve gıda güvenliğini garanti altına alacak pek çok projeyi hayata geçirdik. Açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan mazlum coğrafyalarda yaşayan milyonlarca insanın da gıdaya ve suya erişimi için örnek kalkınma ve insani yardım projeleri yürüttük.”
Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında öncü bir rol üstlenen gıda sektörünün, yenilikçiliği destekleyen ve gıda israfını önlemeye yönelik her adımını gelecek dönemde de desteklemeyi sürdüreceklerini belirten Kacır, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Gıda sanayi girdileri olan gıda katkı maddeleri, yardımcı maddeler ve ambalajlarda yerli üretim kapasitemizi artırmak, dışa bağımlılığı azaltılmak, tedarik zincirinde lisanslı depoculuk gibi faaliyetleri desteklemek, hedef odaklı tarım ve gıda AR-GE yenilik programları oluşturulmak, tarım ve gıda sektöründe geleceğin gıdalarına geçiş sürecine katkı sağlamak, yenilikçi gıda ürünlerinin geliştirilmesine yönelik AR-GE çalışmalarında bulunmak üzere endüstriyel ölçekte prototipleme amaçlı ortak kullanıma açık ÜR-GE merkezlerinin oluşturulmasını tetikleyecek araştırma altyapıları kurmak, depolama ve lojistik altyapısını güçlendirmek, tarım ve gıda sanayi makinelerini kaliteli ve yüksek standartlarda yerli imkanlarla üretmek, akıllı tarım, hassas tarım ve tarımda dijital uygulamalarla ileri teknolojileri yaygınlaştırmak ve nihayetinde katma değeri yüksek, tanıtım faaliyetleriyle piyasa çeşitliliği ve büyüklüğü sağlanmış, kalite standartları yüksek, pazar altyapısı iyi, devamlılığı sağlanabilen, daha rekabetçi, mukayeseli üstünlüğe sahip ürünlerle ihracatımızı artırmak için hep birlikte çalışmaya devam etmeliyiz.
Gıda zayiatlarının azaltılması, birincil üretimde şekillenen üretim kayıplarının minimize edilmesi, üretim kapasitesinin kullanılmamasına bağlı kayıplarla depolama ve lojistik aşamalarındaki kayıpların azaltılması gıda üretim aşamalarında ortaya çıkan yan ürün ve artıkların değerlendirilmesi anlayışıyla ‘gıdada sıfır atık, sıfır israf’ hedefiyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
GÜNDEM
07 Aralık 2024GÜNDEM
07 Aralık 2024GÜNDEM
07 Aralık 2024YAŞAM
07 Aralık 2024YAŞAM
07 Aralık 2024YAŞAM
07 Aralık 2024YAŞAM
07 Aralık 2024